8 Nisan 2012 Pazar


Türkiye'de 2 Bin Çocuk Down Sendromlu Doğuyor!


Türkiye'de 2 Bin Çocuk Down Sendromlu Doğuyor!

Türkiye'de 2 Bin Çocuk Down Sendromlu Doğuyor!

Türkiye'de ortalama her canlı 700 doğumdan birinde Down Sendromu sorununa rastlanıyor, bu da her yıl 2000 çocuğun Down Sendromlu olarak doğması anlamına geliyor" dedi.

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beyhan Tüysüz, engelli çocuklarda en çok rastlanan sorunların arasında down sendromu geldiğini belirterek, "Türkiye'de ortalama her canlı 700 doğumdan birinde Down Sendromu sorununa rastlanıyor, bu da her yıl 2000 çocuğun Down Sendromlu olarak doğması anlamına geliyor" dedi.
Prof. Dr. Tüysüz, KKTC'de düzenlenen ve "engelli çocuklar" temalı 47. Türk Pediatri Kongresi'nde sunduğu bildiride, Türkiye genelinde yaklaşık 7, 5 milyon engelli vatandaş bulunduğunu, bunların 3, 5 milyonunun çocuk yaşta olduğunu belirtti. Engelli çocuklarda en çok rastlanan sorunların arasında Down Sendromunun bulunduğunu ifade eden Tüysüz, Down Sendromunun, kişinin tüm yaşamını etkileyen kromozal bir rahatsızlık olduğunu söyledi.
Türkiye'de ortalama her canlı 700 doğumdan birinde Down Sendromu sorununa rastlandığını, bunun da her yıl 2000 çocuğun Down Sendromlu olarak doğması anlamına geldiğini anlatan Tüysüz, şu bilgileri verdi: "Her insanda 23 çift olmak üzere toplam 46 kromozom vardır, Down Sendromlu hastalarda ise 21. kromozom çift değil, 3 adet olarak bulunur.
Down Sendromlu çocuk sahibi olma olasılığı konusunda annenin yaşı da etkili oluyor. 35 yaş üstünde gebe kalanlara kromozom sayımı için amniyosentez öneriliyor. 30 yaşına kadar gebe kalanlarda Down Sendromlu bebek doğurma olasılığı binde bir iken, 35 yaş üzerinde bu oran 250'de bire yükseliyor. Zira yaş ilerledikçe Down Sendromlu çocuk sahibi olma olasılığı artıyor. Down Sendromu zihinsel bir sorun. İlaçla tedavisi mümkün değil ama eğitimle var olan kapasite en iyi seviyede tutulabiliyor.
Prof. Dr. Tüysüz, Down Sendromlu bir bebeğin, doğar doğmaz kendini ele verdiğini; çekik gözler, basık burun kökü, yuvarlak yüz ile tamamlanan bir ifadeye sahip olarak doğduklarını anlatarak, erken tanının Down Sendromunda da çok önemli olduğunu söyledi.
Down Sendromlu çocukların teşhis ve eğitiminin önemine dikkati çeken Tüysüz, "Down Sendromlu çocuklarda doğuştan delik kalp sorunu diğer çocuklara göre 40 kat daha fazla görülüyor, tiroid bozukluklarına yine sağlıklı yaşıtlarına göre çok daha fazla rastlanıyor.
Down Sendromlu çocuklarda erken başlayan tedavi, özel eğitim ve fizyoterapi çok önemli. Zira özel eğitimde geç kalınırsa çocuğun oturması ve yürümesi çok geç kalabiliyor. Hasta çocuğun kasları kuvvetlendirilmeli" diye konuştu.
Down sorunu olan çocuklarda uzun süreli hafıza zayıflığına rastlandığını, söyleneni kolay unuttuklarını, bu nedenle aşırı ilgi ve motivasyon ihtiyaçları bulunduğunu dile getiren Prof. Dr. Beyhan Tüysüz, şu bilgileri verdi: "Down Sendromlu çocukların yaşamının kolaylaşması ve eğitimi için öncelik aileye verilmeli.
Çocuğun ilk öğretmeni ailesi olmalı. Down sendromlu çocuklar okul öncesi eğitimde özel eğitim sınıflarına yönlendiriliyor. Bedensel çalışma dışında, sosyal becerileriyle ilgili destek ve dil terapisi de gerekebiliyor. 6 yaşa kadar başarıyla takip edilen, tıbbi destek ve aile yardımı alan çocuklar, sağlıklı çocuklarla aynı sınıfta ilk öğretime devam edebiliyor. Down Sendromlu çocukların genellikle insan ilişkileri iyi; ancak erken yaştan itibaren gerekli eğitimi almazlarsa, IQ seviyelerinde düşüş olabiliyor. Down Sendromlu çocuklar gereken ilgi ve destekle 8 yıllık eğitimi kolaylıkla bitirip, kendilerine uygun bir işte çalışabilir.
14.05.2011 - 7231
Dr. Hastane.Com.Tr Doktoru Hastane.com.tr


Yorumlar
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Hastane.com.tr'nin görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi ve Facebook.com'daki profilini ilgilendirmektedir.


Konuyla İlgili Sorular

DOWN SENDROMU HAKKINDA BİLGİLER


Down Sendromu


DOWN-Sendromu (Trizomi 21) nedir?
Down-sendromu en fazla görülen kromozom anomalisidir. İnsan vücudu oldukça fazla sayıda hücrelerden bir araya gelmiştir. Her bir hücre içinde genetik bilgilerin bulunduğu iplik tarzında "kromozom" dediğimiz yapı vardır. Kromozom sayısı  normalde 46 adettir. Ancak bu sayı Down-sendromlu bireylerde 47 dir. Bu fazla kromozom 21. kromozom çiftinde olduğundan Down-sendromuna aynı zamanda Trizomi 21 de denmektedir.
Down -Sendromuna her 600-700 canlı doğumda bir rastlanır. Kabaca bir hesaplama ile her yıl yurdumuzda 2500-3000 Down-sendromlu bebek Dünya'ya gelmektedir. Bu ise ayda 250-300, günde 10 Down-sendromlu bebek Dünya'ya geliyor demektir.  Amerika Birleşik Devletlerinde yılda 5000, Almanyada yılda1200, Avusturyada yılda 800  Down-sendromlu bebek dünyaya gelmektedir.
Down-Sendromu tanımı nereden kaynaklanmaktadır?
1866 yılında ingiliz doktor J.L Down  tarafından ilk kez tanımlanmıştır. 1959 yılında Fransız J. Lejeune Down sendromlu bireylerde 47 kromozom olduğunu keşfetmiştir. Bu nedenle bu oluşum ilk tanımlayanın adına atfen Down sendromu olarak anılmaktadır. Bilimsel olarak ayrıca Trizomi 21 de denmektedir. Daha önceleri “Mongolizm “ olarak anılsada uzun yıllardır bu tanım kullanılmamaktadır.
Down-Sendromu neden olmaktadır? 
Down -Sendromunun neden olduğu konusu şu ana kadar açıklığa kavuşmamıştır. Konunun uzmanları Down-sendromu için "tesadüfler sonucu ortaya çıkmaktadır"derler. Yapılan araştırmalarda bilimsel olarak ortaya konabilen neden, annenin yaşının 35'in üzerinde olması veya babanın yaşlı olması Down-sendromlu bebek sahibi olma olasılığını arttırdığı şeklindedir.

Down-Sendromlu bebeklerde doğum sonrası görülen bazı ortak özellikler:

  • Yüz:  Down-Sendromlu bir çocuğun yüzü genelde yuvarlakça ve basıktır.

  • Baş:   Brakisefaliktir.

  • GözlerHemen tüm Down-Sendromlu çocukların gözleri badem gibi yukarı doğru çekiktir. Gözlerinin burun taraflarında "epikantus" denen bir deri kıvrımı vardır. Yeni doğanlarda göz içinde beyaz veya hafif sarı lekeler olabilir. Bunlar zaman içinde kaybolur.
  • Saçlar: Saçlar genelde yumuşak, seyrek  ve  parlaktır.
  • Ense: Down-Sendromlu yenidoğanın ensesinde büyüdükçe kaybolan bir deri kıvrımı  gözlenebilir.   Saç çizgisi ensede genelde daha yüksektedir. Ense daha düz gibi durmaktadır.
  • Kas tonusu: Yenidoğanların boyun ve  diğer eklemleri gevşektir. Çocuklar ele alındığında pelte gibi gözlenir. Yani kasları gevşektir. Buna Hipotoni denir.
  • Ağız : Ağızları genellikle küçüktür. Damaklari yüksektir. Tüm kaslarda olduğu gibi dilin, ve ağız kaslarının gevşekliği nedeniyle dil genelde dışarı sarkıktır.
  • Eller: Eller  geniş ve parmaklar kısadır. Bir çoğunda avuç içinde enlemesine kalın bir çizgi vardır. (Simian hattı)
  • Ayaklar: Ayaklar genellikle dardır ve ayak baş parmak ile ikinci parmak arasında bir boşluk vardır.(Sandalet boşluğu)
  • Boy:    Down-Sendromlu çocukların kilosu ve boyu doğumda genellikle normalden  pek farklı değildir. Bazıları ise ortalamanın biraz altında olabilirler. Erişkin yaşta genelde kısa boyludurlar. Ailelerinin boy ortalamasına yaklaşanların sayısı az değildir.

Down-Sendromu tipleri nelerdir?

Down Sendromunun değişik şekilleri vardır. Bunlar:
Serbest trizomi 21:En fazla rastlanan tiptir. Tüm Down Sendromu olaylarının yaklaşık % 95 kadarı bu tiptir. Down Sendromunun tüm bulgulari vardır. Kromozom sayısı 47 tanedir. Annenin yaşının ileri olması ile daha fazla ilgilidir.  Babanın yaşının ellinin üzerinde olmasıda bu tipte ön plandadır.
Translokasyon trizomi 21:
Genellikle yeni bir olgu olarak ortaya çıkar. % 4-5 oranında rastlanır. Kromozom sayısı 46 olarak saptansada fazla olan kromozom kaybolmamış, başka bir kromozomla birleşmiştir. Ailede % 25 oranında bir kromozom translokasyonu olabilir. Bu çocuklarda serbest Trizomi 21 gibi Down Sendromunun tüm bulgularına rastlanır. Ailede kromozom analizi önerilir.
Mozaik trizomi 21:
Tüm Down-Sendromu olgulari içinde  yaklaşık % 1- 2 oranında rastlanmaktadır. Etkilenen bireylerin bazı hücrelerinde 46, bazılarında ise 47 kromozom vardır. Bulgular hücrelerin etkilenmesine göre farklılıklar gösterebilir.

Down-Sendromunun tedavisi varmıdır?

Down Sendromu  bir hastalık değil;   tıpkı yeşil göz, sarı saç gibi   bir oluşumdur. Bu nedenle tedavi olanağı yoktur. Ancak Down sendromuna eşlik eden bazı hastalıklar vardır. Öncelikle onların tedavi edilmesi gerekir.
Down Sendromuna eşlik eden hastalıklar nelerdir?
Down Sendromuna eşlik eden hastalıklardan bazıları şunlardır:
  • Doğumsal kalp hastalıkları
  • Tiroid hastalıkları
  • Bağışıklık sistemi yetmezliği
  • Artmış Lösemi oranı
  • Üst solunum yolları enfeksiyonu başta olmak üzere çeşitli enfeksiyonlar.
  • Mide ve barsak sorunları
  • Göz ve Kulak hastalıkları
  • Kalıcı dişlerde şekil bozukluğu

Down Sendromlu çocuğumuz için neler yapabiliriz?

Down Sendromunda zihinsel ve bedensel gelişimin desteklenmesi için erken eğitim ve erken fizyoterapi gereklidir. Bu nedenle doğum sonrası en kısa sürede çocuğun eğitimine başlanmalıdır.

Down Sendromunda Konuşma:

Down Sendromlu  bir çocukta gelişim yaşıtlarına oranla geriden takip ettiği için konuşmada gecikecektir. Bu nedenle eşlik eden hastalıklar tedavi edilir ve olası işitme sorunları giderilirse,  verilecek eğitimin kalitesi ile orantılı olarak çocuk ortalama 2-3 yaşında ilk kelimeleri konuşmaya başlar. İlk kelimelerden sonra konuşma hızla gelişir.

Down Sendromunda Fizyoterapi: 

Down Sendromunda çocuklarımızda genelde bir kas gevsekliği vardır. Bu nedenle çocuğun başını tutması, emeklemesi ve yürümesi geç olmaktadır. Bunu hızlandırmak için fizyoterapiye erken başlanması, onun hayata bir an önce başlamasında, etrafını keşfetmesinde yardımcı olur. 
47. Kromozomun getirdikleri
Herşeyden önce Down sendromlu bireyler neşeli, dürüst ve kurallara uyumludurlar. Yardımseverdirler. Acıma duyguları çok iyi gelişmiştir. Kinlenme, bencillik ve çıkarcılık onlardan uzaktır. Doğayı severler. Dine eğilimleri fazladır. Sempatiklikleri ile toplumda hemen her zaman ilgi odağı olurlar. Olumsuzluklardan çabuk etkilenirler. Duygusaldırlar. Taklit yetenekleri çok iyi gelişmiştir. Güzel sanatlarda başarılı olurlar. Müzik ve resim konusunda alacakları eğitim onlarda olan cevheri  ortaya çıkaracaktır.
Down Sendromu çocuğumuzu nasıl etkiler?
Her çocukta olması gerektiği gibi Down sendromlu bebekler ve çocuklar iyi bir bakım ve erken eğitime gereksinim duyarlar. Çocuklarımızda gelişim genelde geriden takip etmektedir. Oturma ve yürüme geç olmakta, öğrenme diğer çocuklardan daha geriden gelmektedir. İlk beş yaşta gelişim diğer çocuklar gibi ama yarı tempoda oluşmaktadır. Down sendromlu çocuklar uyaranlara yanıt vermek için daha fazla zamana ihtiyaç duyarlar. Eğer çocuğa yeterli zaman verilirse uyaranlara yanıtları sağlıklı çocuklar gibi olacaktır. Gelişim sağlıklı çocuklardan geride olsada, Down sendromlu çocuklar arasında da gelişimde farklılıklar gözlenir. Kas gevşekliği nedeniyle hareket kısıtlılığı gözlenebilir. Fizyoterapi bu sorunun giderilmesine yardımcı olur. Zihinsel gelişimleri sevginin gücü ve erken eğitim sonucu  oldukça fazladır.
Down Sendromlu çocuklar birbirlerine benzerlermi?
Yüz yapıları ve gözlerindeki çekiklik nedeniyle genelde insanlar çocuklarımızı birbirlerine benzetirler. Aslında doğru değildir. Her biri ailesinin özelliklerini taşır ve aile bireylerinden biri veya birkaçının özelliğini taşırlar. Ortak bazı özellikleri vardır. Bu ise insani değerlerinin oldukça yüksek olmasıdır. Yalan bilmezler. (Özellikle öğretilmezlerse !!!)  Sevgileri karşılıksızdır. Her biri oldukça sevimli ve sevgi doludurlar.
Referans : Down Sendromu Dayanışma Grubu

DOWN SENDROMUNU TANIYALIM


Down sendromlu çocukların özellikleri

Down sendromlu çocukların özellikleri
Down sendromunun herhangi bir tedavisi yoktur. Bu çocukların eğitimleri, zeka geriliğini ortadan kaldırmak şeklinde yapılamamaktadır. Ancak bu durumdaki, zihinsel gerilik gösteren çocuklara bilinçli bir yaklaşım ve eğitimle yardım edilebilir. Buna göre; bu çocukların kapasitelerini ulaşabilecekleri en üst düzeye çıkartmak; kendi gereksinimlerini karşılayabilecek hale getirmek, toplumda özürlerine karşın uyumlu ve mutlu bireyler haline getirmek amaçlanmalıdır.
Down sendromu adını, bu kromozamal anormaliyi 1866 yılında ilk olarak tanımlayan İngiliz doktor Longdon Down'dan alır. İlk hücre bölünmesinin başlangıcında , normal bir çocuğun hücresindeki kromozom sayısı 46 iken; down sendromlu çocuğun kromozom sayısı 47 'dir. Down sendromuna neden olan bu hatalı kromozom dağılımının nedeni hakkında kesin olarak belirlenmiş bir görüş olmamakla beraber; viral enfeksiyonlar (grip, kızamık, su çiçeği vb.), hormonal bozukluklar, röntgen ışınları, ilaçlar ve genetik yatkınlıklar gibi faktörlerin etkili olabileceği düşünülmektedir. Bunun dışında kabul edilen en yaygın nedenin anne yaşı olduğu bilinmektedir. Anne yaşı ilerledikçe down sendromunun görülme sıklığı artmaktadır.
Down sendromlu çocukların boyları normal sınırlar içindedir. Ancak daha sonraki yıllarda boy uzama hızının normallere göre yıldan yıla azaldığı görülmektedir. Ağırlıkları ise sahip oldukları boy uzunluğunu karşılayabilecek düzeydedir. Genel olarak vücut ağırlığı ve boy uzunluğu değerleri standartlardan düşüktür; yaşları ilerledikçe normallerle olan farklılığın arttığı gözlenmiştir.
Bu çocukların sosyal gelişimleri; zihin gelişimlerinden birkaç yıl daha öndedir. Taklit yetenekleri oldukça fazladır ( Mesela Yeter isimli öğrencim izlediği Türk filmlerindeki aşık ve acılı kadın tiplemelerini o kadar güzel canlandırıyor ki hayran kalırsınız:)) Müzik, dans ve hareketten hoşlanırlar. Oyun ve grup kurallarına uymada güçlük çekerler.
Bu çocuklarda konuşmanın başlaması genellikle yürümenin gerçekleşmesinden 1-2 yıl sonra görülür. Dil gelişimi, yapı olarak normal çocuklara benzer; ancak bazı basamaklara ulaşmada yavaşlık ya da duraklama görülür.Ayrıca down sendromlu çocukların konuşulanları anlamaları, konuşmalarından daha iyi düzeydedir.
Down sendromlu bir çocuk ortalama olarak 10 yılda, normal gelişim gösteren bir çocuğun 3-4 yılda gösterdiği gelişmeye ulaşır. Bu çocuklar kavramları anlamada güçlük çekerler, dikkat süreleri kısa ve dağınıktır. Öğrendiklerini çabuk unuturlar , bu nedenle verilen bilgileri değişik zaman ve durumlarda tekrarlamak gerekir.
Bu çocukların motor gelişimi ilk yılda oldukça yavaştır. İlk aylarda sessiz, sakin genelde uyku durumundadırlar. 1 yaş civarında ya da daha sonraki aylarda oturmayı öğrenirler . Genel olarak motor gelişimdeki her basamak (oturma, emekleme gibi...) normalden daha uzun bir zaman aralığında aşılır. Fiziksel ya da nörolojik bir problem yoksa bütün down sendromlu çocuklar yürümeyi öğrenirler. Normal çocuklarda olduğu gibi down sendromlu çocuklarda da bireysel farklılıklar söz konusudur. Bu nedenle , bir çocuk bu özellikleri daha erken veya daha geç kazanabilir.
Evinde ilgi ve sevgiyle büyüyen; özel eğitime tabii tutulan down sendromlu çocuklar; genel olarak kendi kendine giyinme, yemek yeme, tuvalet ihtiyacını karşılama, basit ev işlerini yapma vb. gibi işleri öğrenebilirler. Öğrencilerimiz arasında okuma-yazmayı öğrenen , basit matematiksel işlemleri gerçekleştiren, bilgisayarı işine yarayabilecek düzeyde kullanabilen dünyalar tatlısı down sendromlularımız var. Hatta gözlemlediğim kadarıyla özellikle down sendromlu kızlarımız aşık olmaya pek meyilli:))
Son söz: Bu çocuklar iyi bir eğitim aldıkları taktirde monoton, yarı beceri gerektiren işlerde çalışabilirler.
{fotoğraf: Minicik tatlı öğrencim Erdem...}
Önerilerine EkleBeğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

DOWN SENDROMLULAR BASKETBOLDA BULUŞTU


6 Nisan 2012 Cuma

ZİHİN ENGELLİLER MEHTER TAKIMI



??D own Sendromlu Olarak Dünyaya Gelen Bebekleri Karşılama

Down sendromlu (DS) bir bebeğe hoşgeldin diyorsanız, kafanızı kurcalayan çok sayıda soru ve endişenizin olması muhtemeldir. DS nedir? Tipik özelliklerinelerdir? Rahatsızlığın farklı türleri var mıdır? DS ile hayatını sürdürmekte olan birçocuk için yaşam nasıl olacaktır? Bebeğimin dünyaya gelmesi için hazırlanırken farklıbirşey yapmam gerekir mi? Ayrıntılı bilgi için nereye müracaat edebilirim? 

Down Sendromu Ne Demektir? 

DS, her 1000 doğumdan 1.3'ünde görülen kromozomlara bağlı (kalıtsal) bir olağan dışı durumdur. Bununla birlikte, yaşı 35'in üzerindeki kadınların dünyaya getirdiği çocuklararasında daha yaygın olduğu gözlenmektedir. Bilinmeyen bir sebepten ötürü, hücre yapısı veya gelişimindeki herhangi bir hata alışılagelmiş 46 kromozomdan ziyade, 47 kromozonluluğa yol açmakta, fazladan gen vücut ve beynin düzenli gelişimini azar azar değiştirmektedir. A.B.D'de her yıl 5000 kadar DS'lu bebek dünyaya gelmekte, DS'luların A.B.D'deki toplam sayısı ise, 250.000 olarak hesaplanmaktadır. 

Bu çocuklarfarklı olmaktan ziyade, türüne özgü biçimde bir gelişim sergileyençocuklara benzerler. Ayrıca, bedensel gelişimleri sırasında toplam nüfusun içinde kişilik, zekâ, öğrenme şekli, dış görünüş, kurallara uyma, espri yeteneği, acıma duygusu, diğer bireylerle kafaca uyum ve davranış biçimi (tavırlar) bakımından büyük bir fark bulunduğunu da göreceksiniz. 

Down Sendromu'nun Belirtileri Nelerdir? 

DS'lu çocuklar, birbirlerine benzemekten ziyade, ailelerine benzerler. Duygu ve davranışlarında kusursuzoyun ve yaramazlıkta ise yaratıcı ve hayal gücü yüksek olup, ihtiyaç duyulan değişik düzeylerdeki gelir ve barınma imkânları içinde, kendiayakları üzerinde duracak şekilde yetişirler. 

DS, çocuğunuz hakkındaki merak uyandıran yegâne şey olmayacaktır elbette. Unutmayın; çocuk yetiştirmek, hayatınıza düşünemeyeceğiniz bir tat katacağı gibi, aklınıza gelmeyecek zorlukları da beraberinde getirir. Çocuklarımızın ne kadar ilerleme kaydedeceğini artık tahmin bile edemeyiz. 

DS rahatsızlığını yaşayan çocuklar, her çocuğun yetişmesine katkıda bulunan bakım, özen ve toplumsal yaşamın içinde yer alma gibi imkânların aynısından yararlanırken, bütün diğer çocuklar için olduğu gibi, okul, okul öncesi eğitim ve eğitimin kalitesi de,sağlıklı akademik beceriler geliştirmede gerekli olan imkânları çocuğunuzasağlamanız açısından büyük önem taşır.

Standart IQ testlerinde DS'lu çocuklar, zekâ geriliği sınırını aşağıya çekecek ılımlılıkta puanlar alırlar çoğu zaman. Ancak, durum böyle olsa da, bu testler zekânın birçok önemli alanını ölçmezler; siz de çocuğun hafıza, iç görü, yaratıcılık ve zekâsı karşısında şaşırır kalırsınız ve ne şanstır ki, bu tür çocuklardaki yüksek öğrenme yetersizliği oranı, bir dizi yetenek ve beceriyi gölgeleyebilir.

DS'lu çocuklar, pahalı sağlık tanıları ile öteki profesyonel müdahalelerin ilk müşterileriolsa da, unutmayın ki, çevrelerinde onları seven, sayan ve takdir eden insanların bulunması her çocuğun hakkıdır.

Böylesi çocukları, her hangi bir kişide ortaya muhtemel olan ya da olmayan birçokfiziksel özelliğinden tanımak mümkündür. Bazı belirtileri de şöyle sıralanabilir: 

İrisinde küçük, beyaz, hilâl şeklinde belirgin Brusfield benekleri olan çekik gözler Her iki elinde de bulunan tek bir avuç içi çizgisi Ender görülen, olağandışı bir zekâ Doğuştan gelen yüksek orandaki kalp yetersizliği (%35-50 oranında). Çocuğunuzun doğumun ilk iki ayını takiben, kalp ekosunun (eko-kardiyogram) alınması gereklidir. 

Yurtiçi (ulusal) organizasyonlar, DS'lu çocuklar adına, çocuğunuzun doktorunailetmeyi isteyebileceğiniz, her türlü bilgiyi içeren kontrol listelerini tedarik ederler. 

Rahatsızlığın Başka Çeşitleri Var mıdır?

Down Sendromu'nun belli başlı 3 çeşidi vardır. Bebeğinizde muthemelen, ya trisonomy 21-kromozomların 21. çiftinde görülen, yumurta, ve sperm gelişimi veya döllenme (fertilizasyon) sırasında vuku bulan bir hücre anormalliğinden kaynaklanan fazlalık vardır.

Ya da %4 kadarı (fazladan olan 21. kromozomun parçalanıp, diğerine yapıştığı Translokasyon'a yakalanmıştır. 

Yaklaşık %1'inde ise, sadece bazı hücrelerde kromozom fazlalığının (Trisonomy 21) bulunduğu mozaik bir durum. (Mosaicism) görülür. DS rahatsızlığı olanların %95'inde Trisonomy 21 vardır.

DS'lu Büyüyen Bir Çocuğun Hayatı Nasıl Olacaktır?

5 yıl öncesinde bile, normal bir çocuğun fırsatları, DS'lu olarak dünyaya gelmiş bri çocuktan daha fazlaydı. DS'lu gençler, hayal bile edilemeyecek alanlarda üstün başarılar sergileyebildiklerini ispat etmiş olup, temel programlara entegre olurlarken, kapılar her zaman kendilerine açılmıştır ve açılmaya da devam edecektir. Bir zamanlar, DS'lu yetenekli bir aktörle, aktrisin başrolünü oynadığı, yeryüzündeki tüm çocukların potansiyeli hakkında kamuoyunu aydınlatan "Life Goes On" adında bir film de seyretmiştik. 

DS'lu iki genç adam, Count us In: Growing Up With Down. Syndrome (Bizi de Aranıza Alın: Down Sendromuyla Büyümek) adlı bir kitap bile yazmışlardı. Lou Shaw'un senaryosunu yazdığı, "Oğluna Saygı Duy" adlı sürükleyici filmin başrolünde DS'lu iki kahraman oynamıştır. Aynı şekilde, DS'lu iki genç adam da, Cannes 1996 En İyi Erkek Oyuncu Şeref Ödülü'nü almıştı. 

Ülkedeki DS'lu binlerce genç, hayatlarını şöhretsiz ve yaygarasız bir biçimde yaşamaya devam ederken, yaşadıkları toplumu sadece içinde bulunmakla değişikliğe uğratıp, başkalaştırıyorlar. Hayalleri ve amaçlarına ulaşacak kararlılıkları var. Çevre okullarda, günün birinde iş arkadaşı, komşu hatta yetişkinlikte arkadaş olabilecekleri çocuklarla alışılagelmiş daimi sınıflarda öğrenim görürler. Genç ve yetişkin olanları farklı ve anlamlı işlere girerken, ev geçindirebilir, içinde yaşadıkarı topluluğa katkıda bulunabilirler. 

Bebeğimi Dünyaya Getirmeye Hazırlanırken Farklı Birşey Yapmam Gerekir mi?

Biraz dinlenmeyi deneyin. Nasıl hissediyorsanız, öyle davranmakta serbestsiniz. Sizi ve bebeğinizi sevenler de aynı şekilde. 

Çocuk doğurmak kolay iş değildir; heyecanınız, ailenize katılacak yeni bir candan kaynaklanır. Tebriklere ve fevkalâde hediyelere lâyıksınız. Ona merhaba demek için vakit kaybetmeyin ve bebeğinizle mutluluğun tadını çıkarın; zira, çok çabuk büyüyorlar